9 Haziran 2020 Salı

Şiir: Güz Aksaması





Her şeyin  tanıma erdiğinde
büründüğü o tokluktan muzdaribiz

kararların üst üste yığıldığı yaz odalarından

bir sarmaşık filizi gibi can atmak çoğalmaya

kuvvetle sarmak  ve sarsmak için 
bir duvarın tereddütünü

savruk olma hakkımızı onaylıyor güz

İnsan kendi bahçesini geç gözden geçirir
anısını semirtir
hissesini geçirir
omuzlarını, sinesini geçirir
hüsranını, hayretini geçirir
keşkesini geçirir
sendeler keşke
hışırdar gövde, silkelenir 

insan ayrışır
inanç aksar
bir yarasa zamanın kirecini yalar

dönemeçlerde kendine ayna tutan vakit
peşimizdedir
düşüncenin yoncasını biçerken direnen o diken
anlatır yoksul bir taşınmayı

bahçesini yanında götüremeyen
bir dal alır kendine

gamze gibi bükülür şimdiki zaman
sessizlik taşar
kapanır çukur
karşıdan bakanın hafızasında

gözlerde giden için kırgın bir şemsiye
açılmamakta dirençli
sanki hatıraya saygılı
solgun, ince  bir karanfil

ölüm ile ayrılığın evinde
unutmak ürkek oturur
pencereler boşluğu şeffaf bir 
güvence ile böler

ne çok yorulduk
ağzın değirmenine aynı şarkıyı taşımaktan

kim başlattıysa bu tekrarı durdursun
yoncalar köklerine daha fazla su istiyor
dikenler daha fazla kalkışma
sarmaşık daha arzulu bir duvar

bir taşınmadır veda, bir çağrıya dönüşür

bahçesini yanında götüremeyen
bir dal alsın kendine 

sabah, sarı kamçı, tüm perdeleri çırpıyor
nihayet erken bir saat , gecikmeler salonunda  beklenmiş
sarmaşık ısrar olup giriyor kararların arasına
bulutlanıyor tokluk

senin aksadığın  şarkı ile
onun aksadığı güz 
bir sağanakta karşılaşıyor.  

                                        Hatice Nisan

* Sadece Şiir dergisinde yayınlanmıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder